arkınçelik
ifade tasarımı
web PEN WHITE.png

yazılar

çok sevdiğim bir arkadaşım Murat İpek'ten alıntı ile 

"merak etmeyin ben yazarım"

idrak yolları enfeksiyonu

Bilgi su gibi birikir, bilgelik bu sudan içmektir.

Uygulamadıktan sonra bilmek neye yarar?

Bir alanda ustalaşmak için gereken zaman, emek ve deneyim üst üste, yılmadan aynı şeyi yaparak oluşur. Bruce Lee, sadece ünlü bir oyuncu ya da dövüş sanatları ustası değil aynı zamanda iyi bir filozoftur. Zaten yaptığı bütün işlerdeki başarısı kendi dövüş ve yaşam felsefesinin yaşayan bir örneği olmasından kaynaklanır. “10.000 farklı tekme bilen adamdan değil, bir tekmeyi 10.000 kere atmayı çalışmış adamdan korkarım” der sensei Lee. 10.000 rakamı bir tesadüf değildir. Ikinci kitabımı yazdığım dönemde ilk kitabımdan dolayı tanıştığım Yılmaz Erdoğan 10.000 sayfa daha yazarsam ‘usta’ olabileceğimi söylemişti. Bunu duyduğumda 20 yaşındaydım. Basit bir hesapla, 10.000 tekme ya da sayfa yerine herhangi bir işi yaparken geçen 10.000 saat düşünelim. 24 saatte sadece 2 saat de çalışabiliriz, 5 saat de. Beden ve zihin yorgunluklarını hesaba katalım ve 24 saat içinde uyanık olduğumuz 16 saat olsun ve bu 16 saatin 5 saatini bir konuda iyileşebilmek için yaptığımız alıştırmalara ayıralım. Uyanık olduğumuz zamanın 3’te 1’i... ciddi bir yatırım! 2000 gün eder. O da en az 5 yıl. Üstünde en az 5 yıl boyunca her gün en az 5 saat çalıştığınız bir konuda usta olmasanız da uzman olabilirsiniz, eğer zihin ve beden kapasiteniz aşırı düzeyde bir kısıtlamaya maruz kalmıyorsa -idrak yollarınız tıkalı değilse. Bu, sıradan bir insanın gideceği yolun basit bir haritası. 5 yıl her gün 5 saat, 10 yıl her gün 2 saat gibi sade bir işlemin sonucu.

Bu aşamada, düşünürlüğü ile tanımadığımız bir başka adamın sözü ile farklı bir derinlik katalım ustalaşma serüvenimize: Barış Manço’nun uyku ile ilgili verdiği bir örnek hayatım boyunca pek çok farklı alana uyarladığım çok verimli bir benzetme sağlamıştır bana. 6 saat boyunca hafif bir uyku yerine 2 saatlik derin bir uyku aynı ve hatta daha verimli dinlenme sağlayabilir demişti sayın Manço ve ben bunu duyduğumda henüz ortaokuldaydım. Herşeye uyarlanabilecek bir şablon, aslında basit bir eşitlikten ibaret. Uzunluğu 6, genişliği 1 olan bir dikdörtgen ile kenarları 3’e 2 olan bir dörtgenin alanı eşittir. [6 x 1] = [3 x 2]  

10 yıl, her gün 5 saatte kazanılan, alışkanlıktan öte birşey; koşullamanın, zihinden bedene, kastan dokuya, her hücremize işlemiş hali ise asıl konu ‘derinlik’ olabilir mi? Uyku gibi… sıradan bir insan için geçerli olan 10x5 formülü yerine sıradışı bir yetenek için gereken çok daha kısa süreli çalışmadaki fark yaratan yetenek faktörü neyi etkiliyor? Çözünürlük olarak da nitelenebilecek üçüncü bir değişken ekleyelim yukarıdaki formüle. Her sayfasına sadece bir cümle yazılmış bir kitap düşünün, kalın ve ağır, 10.000 sayfa. Her gün 5 saatlik çalışmadan elde edilen veri hepi topu bir cümle kadar ise toplamda 10.000 cümle ile ortalama her sayfada 50 satır içeren sıradan bir kitabın 200 sayfada vereceği bilgiyi ancak toparlamış oluruz. Yani her gün bıkmadan usanmadan, yılmadan bırakmadan çalışıp uğraşırken eğer 5 saatte elde edilen sonuç bir sayfada tek cümle ise verimlilikten söz etmek yersiz olur. (o tek cümlenin anlamını değerlendirmeye hiç girmiyorum, yüzeysel olarak sonuca bakalım)

Peki verimlilik nasıl gelişir? Gerçek bir ustadan öğrenmeyi seçerek, ustanın bilgeliğine teslim olmak sayesinde gereksiz şeylerle uğraşmak yerine hedefe mümkün olan en kısa yoldan varabilecek işe yarayan bir rotada ilerlenebilir. Ancak bu ustayı seçmek de bir meziyet gerektirir. Bu yüzden kişinin en büyük ustasının kendisi olduğunu fark etmesi gerekir. Neredeyse tüm gerçek üstadlar, öğrencisi bir hocanın gereksizliğini anlayana dek yol gösterip sonra aradan çekilir. Yani öğrencinin öğrenme kapasitesi, bir sayfaya kaç anlamlı cümle yazabildiği, aynı hatayı kaç kez tekrarladığı verimliliği doğrudan etkiler.

İnsan hata yapar. İnsanın temel özelliklerinden biri budur. (Burası çok önemli lütfen yeniden sindirerek okuyun) Bu yüzden iyi öğrenci bir tekmeyi doğru atana dek değil, akla gelen gelmeyen her koşulda yanlış atması mümkün olmayana dek çalışmalıdır. Öğrenme verimliliği, veriyi işleme hızı ile aynı olarak değerlendirildiğinde işlemci gücünü belirleyen frekans gibi, görüntü kalitesini belirleyen çözünürlük gibi, ses kalitesini belirleyen bit rate gibi… yine dönüp dolaşıp olay biz öğrencilerin neyi nasıl anladığına geliyor.

Usta, artık bir sonuç beklemeden sadece her seferinde daha iyi olmak niyeti ile yaptığı bir eyleme dönüştürmüştür işini. Başka bir deyişle; acemi, önce çırak olmak için çalışır yavaş yavaş kalfaya dönüşür ve aynı işi çok daha kısa sürede, büyük beceri ve yüksek verimle yapmaya başladıkça ustalığı artar, ancak en başından itibaren bir gün usta olacağını bilse de her seferinde ustalığa yaklaşmak için değil o işi o sefer becerisinin en üst sınırında en iyi halde yapmak için çalışması gerektiğinin farkına ancak usta olunca varır. Eğer bunu erken fark edebilirse öğrenme süreci üslü sayılardaki gibi düz çarpanlardan bambaşka bir hızla artar. Belki de bu yüzden üslü sayılar aynı zamanda ‘kuvvetli’ olarak adlandırılır.

Başarının sırrı tabii ki tek değildir ancak başarısızlığa neden olabilecek en temel neden ‘işi yarıda bırakmak’tır. Anlayışınızı derinleştirirseniz herkesin göremediği detayları ya da yolları bulabilirsiniz. Bu özellik her zaman olmasa da size yaratıcı bir değer katabilir. İnsan zihninin çalışma ilkeleri ile ilgili ilk insan kendi bilincinin farkına vardığından bu yana felsefe yapılıyor ve varılan sonuçlar -o kadar derin düşünebiliyorsanız- zaten bildiğiniz doğal gelen bir histen; düşünmeye açık ancak deneyimsizseniz büyük bir aydınlanma ile varlığınızı açıklayıcı bir anahtardan; ne bilmediğini bilmeyen ve bununla ilgilenmeyen bir cahilseniz böyle kaldığınız sürece umrunuzda olmayacak ve hiç işinize yaramayacak saçmalıktan ibaret gelecektir.

Verimliliği, derinliği, çözünürlüğü artırmanın ana yollarından biri ‘idrak yolları enfeksiyonu’ tedavisinden geçiyor. Her zaman öğrencilerime söylediğim gibi “öğrenci hazır olduğunda hoca karşısına çıkar.”  O eşik aşılmadan bir bilgisayar oyununda henüz açılmamış seviye gibi varlığından bile haberdar olmadığımız şeyler ile baş edebilmek için yeterli donanıma sahip değilizdir. Bu donanıma sahip olmak için bulunduğumuz seviyeyi en verimli şekilde oynamak gerekiyor. Usta’nın görevi bitirdiği seviyede kendi öğrencisi oynarken ona karışmadan hatalarından alabileceği dersleri göstermektir, onun yerine oynamak ya da kukla gibi yönlendirmek değil!

Bu yazıda anlattığım ustalık yolunu düşünün, her gün ayırdığınız kaliteli bir zaman diliminin birikimi sayesinde belli bir hedefe yönelik ya da hayatınızın tamamına yansıyan bir iyileşme sağlamak ve en basit anlatımı ile bir konuda ustalık kazanmak için vaz geçmeden uygulamaya devam etmek gerekiyor. Kilo vermek için yaptığımız diyetler de aynı ilke üzerine kurulu. Ustalık yolunu başarmak istediğiniz herşeye uygulayabilirsiniz. Püf noktası, farkındalık… Körü körüne anlamsız bir inatla duvara kafa atarak arkasına geçmeye çalışmak en iyimser ihtimalle acı verici olur.

Zihnin idrak yollarında tedavi uyguladıktan sonra hayatın her alanında herşey çok daha berrak olarak değerlendirilebilir. İdrak yolları enfeksiyonu sık ve sürekli tekrar etme eğilimindedir. Bu yüzden tedavisi düzenli olarak uygulanmalıdır. Yani sadece iyileştirici değil, önleyici olarak. İdrak yolları enfeksiyonu tedavisinin adı ‘meditasyon’dur. Özellikle ve öncelikle farkındalık sahibi bir insanın hayatında vaz geçilmezlerinden biri olması gerekliliğini asla yeterince vurgulayamayacağım kadar önemli olan bu eylemsizlik eylemi hakkında çevremde gittikçe artan ihtiyacı gördükçe ve öğrenme isteğini dile getirenler ile karşılaştıkça yapabileceğim en küçük şeylerden birinin bu konuda kaynak ve kılavuzluk sağlamak olduğunu anlıyorum. Her gün, her an binlerce uyaranın saldırısı altındaki zihnimiz ve idare etmeye çabaladığı bedenimiz için bir dinlenme ve gelişme yolu olduğu kadar anlık dikkatimizi paraya çevirmek için savaşan sinsi şeytanlardan korunmanın yolu da aynı. Hasta olmadan vitamin alın, iyi beslenin, egzersiz yapın ki bağışıklığınız güçlü olsun, zorlu koşullara dayanıklı olun.

Acemiyi çırağa, çırağı kalfaya, kalfayı ustaya, ustayı üstada, üstadı hocaya, hocayı kendine döndüren yolda her adım aynı. Fark, adımı atanın niyeti. Acemiyken kendine dönme yolunda olduğunu bilenin yolculuğu biraz daha farklı…    

Bilgi su’dur birikir, bilgelik bu sudan içmektir.

 Aşk da bir sudur

iç iç … ;)

 

Arkın Çelik